Yazdığım ilk blog yazısında ilham aldığım bir kaç kişiden ve bu konuda bana destek olan bir kaç kişiden bahsetmek istiyorum. Sonrasında da babalığa hazırlık süresince faydalandığım kaynakları paylaşacağım.
Aslında kafamda bir blog açmak ve bir şeyler yazmak vardı ama “Acaba olur mu?”, “Nasıl olur?” soruları da kafamı kurcalıyordu. O yüzden bir türlü aksiyona da geçemiyordum. Bundan yaklaşık 2 hafta önce İstanbul’da arkadaşlarımızla sohbet ederken “Madem bu kadar araştırıp öğreniyorsun, bir blog açsana” dediler. Ben de onlara hemen düşündüklerimi söyledim. Yerli blogger anne çok olsa da yerli blogger babalara da ihtiyaç olduğunu düşündüğümü söyledim. “Tamam işte, sen aç.” gazını da iyice aldım. “Hatta ismi de uçan baba olsun” diye, isim bile buldular bana ayak üstü. Bahar, Emin, Emre, Gizem, size buradan sevgiler. (Bahar’ın ismini birazdan yine duyacaksınız.)
Bahar uzman bir psikolog. O yüzden çocuk gelişimi konusunda kendisinden “uzman onaylı” bazı kitap tavsiyeleri istedim. Sağolsun beni kırmadı. Aşağıda bana önerdiği kitapları paylaşıyorum.
- Gelişimini ay ay takip edebilmemiz için “Haluk Yavuzer – Çocuğunuzun ilk 6 yılı”
- “Aletha Solter – Bilinçli Bebek”
- “William Sears – Doğal Ebeveynlik”
1,5-2 yaş sonrası için ise
- “Haim Ginnott – Anne, Baba ve Çocuk Arasında”
- “Aletha Solter – Çocuğunuza Kulak Verin”
- “Elizabeth Mazlish – Konuş ki Dinlesin, Dinle ki Konuşsun”
Bunların dışında Tracy Hogg’un Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler kitabını da hatmettim. Bu kitap üzerine ayrıca bir blog yazısı yazmayı planlıyorum. O yüzden şimdilik detaya girmiyorum.
Bu süreçte şirketimize bir konferans için gelen Özgür Bolat’la tanışmış oldum. Ondan çocuğumuzun da bir birey olduğunu, ona nasıl bir birey gibi davranabileceğimizi dinledim. Bence çok değerli bazı bilgiler verdi.
Mykundak’tan Pınar Sibirsky ile yine bir eğitim vasıtasıyla tanışmış olduk. Kendisiyle kısa bir sohbet imkanımız da oldu. Uyku eğitimini de yine başka bir blog yazısında değerlendirmeyi planlıyorum.
Son olarak sosyal medyada hesaplarını çok keyifle takip ettiğim iki kişiden bahsedeceğim.
İlki melinasmom olarak tanınan Merve Öztürk. Kendisiyle tanışma şansım olmadı malesef ama o kadar tatlı bir çocuğu var ve o kadar doğal bir insan ki her paylaşımını dikkatle okuyor/izliyorum. Kendisinden çok şey öğrendim zaman içinde. Zaten hem küçük Melina’yı hem de ismini o kadar sevdik ki, kızımız olursa kendi çocuğumuzun ismini de Melina koymaya karar verdik daha çocuk planımız dahi yokken. Son dönemde annelerin genel olarak sorun yaşadığı konuları gündeme getirerek açık bir tartışma ortamı yaratıyor ve herkesin tecrübelerini paylaşmasını sağlıyor. Bu yeni yaklaşımını da çok takdir ediyorum.
İkincisi ise oyuncu anne Şermin Çarkacı. Hayata inanılmaz pozitif bakıyor, bitmek bilmeyen bir yaşam enerjisi var. Bu konuda benim için kesinlikle bir ilham kaynağı. Aynı şehirde yaşıyoruz, o yüzden bir gün bir yerlerde karşılaşacağımıza inanıyorum.
İlk yazımı çok uzatmadan burada bitiriyorum. Takipte kalın.