Öncelikle doğum yapan ben olmadığım için bu konuda ahkam kesemeyeceğimin farkındayım. Aşağıda yazdıklarım benim doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında sürekli eşinin yanında olan bir baba olarak izlenimlerim. Siz de kendi tecrübelerinizi yorum olarak yazabilirsiniz.
Eşim mucizevi şekilde 9 ay boyunca içinde bir insan büyüttü. Bu süreç mucizevi olduğu kadar yorucu ve zorlu da oldu. Şimdi artık bu işin sonuna gelince, artık son düzlükteydi ve son bir çabadan sonra sonunda bebeğimize kavuşacaktık. Şimdi yazacaklarım doğumun doğum öncesi eğitimlerde anlatılmayan aşamaları. Eğer ilk çocuğunuza hamileyseniz bunu okumak istemeyebilirsiniz 🙂
1. Şüphe
Her an tetikte bekleseniz de zamanı gelince “Acaba o sancı bu sancı mı yoksa sadece gazım mı var?” şüphesi ya da eğer suyunuz önce geldiyse “Acaba su mu yoksa akıntı mı?” soruları mutlaka aklınızdan geçecek. Bu aşamada aile üyelerine, arkadaşlara ya da hatta Kadınlar Kulübü forumuna başvurmak ve normalde asla paylaşmayacağınız detayları paylaşmak normal sayılabilir.
2. Panik
Artık doğum gününün geldiğinden emin olduktan sonra ilk gelen his panik. Bu anda geride kalan 9 ayda okuduğunuz her şeyi unutacaksınız. “Bebeğim olacak. Doğum yapacağım.”, “Kesin çok acı çekeceğim.”, “Ya her şey yolunda gitmezse?” soruları arka arkaya kafanızda dolanacak. “Ne yapacağım ben ya?” paniği tüm vücudunuzu kaplayacak. Hatta hamilenin yaşına göre “Ben daha anne olmak için çok küçüğüm” dahi gelebilir. Eh artık bunları düşünmek için çok geç olduğuna göre bebek öyle ya da böyle gelecek. Bir an önce sakinleşmeye çalışın.
3. Heyecan
Sınıflandırılamaz ve durdurulamaz bir acı çekeceğiniz duygusuna alıştıktan (Aslında öyle olmasa da elbette insan en kötüsünü düşünüyor) sonra korku yerini “Aman tanrım, bebeğimle tanışacağım bugün” heyecanına bırakacak. Bu aşama bitene kadar tadını çıkarın, çünkü sıradaki aşama…
4. Sıkıntı
Yavaş yavaş heyecan geçip de doğum saatini beklerken dakikalar saatlere, saatler daha çok saatlere dönüyor. Bizim durumda sadece 2-3 saat sürmüş olmasına rağmen, bazı insanların saatlerce doğum beklediğini biliyorum. Ara ara gelen sancılar da bu süreyi daha uzun hissettiriyor. O yüzden heyecan yavaş yavaş “Bebek nasıl hala doğmadı, daha ne kadar sürecek?” sıkıntısına bırakıyor. Bulunduğunuz yere alışmaya çalışın, daha bir süre buradasınız.
5. Öfke
Artık bu aşamada yorulmuş, bıkmış ve çoklukla da sinirli olacaksınız. Çok sinirli olacaksınız. Repertuarınız “Yeter artık epidural verin.”, “Sırtımı ovmaya başla”, “Konuşma benimle” gibi cümlelerle sınırlı olacak. Eşiniz de bu sırada sözlü şiddete maruz kalacak. Boşverin zaten haketmiştir.
6. İlaçla Gelen Mutluluk
7. Çaresizlik
Bu noktada artık ıkınma faslına yaklaştınız. (Oley!). Her sancı sonrası bir ıkınma isteği gelecek ama bir yandan da bu cehennem azabının mucizevi sürecin bitmesi için artık çaresizce bekliyor olacaksınız. Ebenin yakasından tutup onun her şeye rağmen gülümseyen sakin yüzüne “ÇIKARIN ARTIK BU BEBEĞİ İÇİMDEN!” diye bağırabilirsiniz.
8. Ikınma
Burası ikinci aşamadaki ne yapacağını bilme kısmına denk geliyor. Burada sanki doğum yapmak dünyanın en doğal şeyiymişçesine vücudunuz kontrolü ele geçirecek. Her sancıda siz bu sürece biraz daha rahat dayanmaya başlayacaksınız. Yine de bu nokta tam olarak şeytani bir ses tonuyla “Ben artık dayanamayacağım, kesip alın” diye bağırdınız yer olacak. Bebeğin gitmesi gereken yolu düşününce kaç kez ıkınmanız gerektiğini anlayabilirsiniz. Muhtemelen kendinizi bir kez daha “Bu iş hiç filmlerde gözüktüğü gibi değilmiş” diye düşünürken bulacaksınız.
9. Rahatlama
Aman tanrım. Sonunda bitti. İşte bebeğiniz kollarınızda. Tamam, hala peltemsi bir sıvıyla ve kanla kaplı ve kafası garip bir şekilde ama bunların hiçbirini görmeyeceksiniz ve bebeğiniz size kusursuz gözükecek. Artık acı bitmiş, siz de iyice bitkin halde olacaksınız ama buna değecek. Bu noktada 10 km çapınızdaki herkesi muhteşem bebeğinizi görmek için zorlamak isteyeceksiniz. Onlar içinse buruşuk, sıradan bir bebek olacak.
10. Son Sürpriz
Bonus: Artık her şey bittikten sonra, başka bir çocuk düşünmüyorsanız muhtemelen bir kez daha böyle bir tecrübe yaşamayacağınız için üzüntü hissedeceksiniz.
Tabi ki şaka yapıyorum 🙂