Bugün internette İspanyolca bir kaynakta daha önce duymadığım “pozitif ebeveynlik” isimli bir kavrama denk geldim. Pozitif ebeveynlik ile cinsiyet bazlı şiddetin, ya da bizim ülkemizde sıklıkla karşılaştığımız formuyla kadına karşı şiddetin önlenebileceği yazıyordu. Konu ülkemizin kanayan yarası olduğu için yazıyı okudum. Kadına karşı şiddete her zaman karşıydım ancak bir kız babası olarak sanırım bu konuda Melina doğduğundan beri daha hassasım. O yüzden yazıyı okuduktan sonra da pozitif ebeveynlik üzerine biraz araştırma yaptım.
Pozitif ebeveynlik üzerine okuduklarımı kısaca özetleyeceğim. İlginizi çekerse sizin de internet üzerinden pozitif ebeveynliği araştırmanızı tavsiye ederim. Eminim bazılarınız bu konuda hali hazırda bilgi sahibidir. Çünkü gördüğüm kadarıyla yaygın bir yaklaşım ve bilmemek biraz benim cahilliğim olmuş. O yüzden bu konuda paylaşabileceğiniz tecrübeleriniz, paylaşmak istediğiniz kaynaklar varsa yorum olarak eklerseniz çok sevinirim.
Öncelikle, pozitif ebeveynlik nedir?
Pozitif ebeveynlik bir metot, bir kural seti ya da bir stilden çok bir inanış ve bir yaşam tarzı. Çocukların da bir birey olarak saygı görmesi, şiddet korkusu ya da utanç korkusu yaşamadan sevilerek ve teşvik edilerek yönlendirilmesi üzerine kurulu.
Neden pozitif ebeveynlik?
Pozitif ebeveynliğin bir çok faydası var. Bunlardan birisi ebeveyn ve çocuk arasında sağlıklı bir ilişki kurmayı teşvik ederek güvenli bir bağ kurması. Ebeveynleriyle güvene dayalı bir bağ kuran çocuklar yetişkinliklerinde de diğer kişilerle daha sağlıklı bir bağ kurabiliyor. Ayrıca bilişsel gelişim konusunda da pozitif ebeveynliğin olumlu katkıları olduğu bir çok araştırma ile doğrulanmış.
Burada işin bilimsel arkaplanından kısaca bahsetmek gerekirse, bir bebek doğduğunda beyninin tam olarak gelişmiş olan tek kısmı hayatta kalma içgüdüsünü yöneten kısmı. Doğumdan 4 yaşa kadar temel bilişsel yetenekler kazanılıyor. Daha sonra bu yeteneklerden kullanılanlar gelişiyor ve diğerleri köreliyor. Bu dönem de yaklaşık 20 yıl sürüyor.
Peki bu ne demek?
Çocuklar bizim kurallarımızı tam olarak anlayamayabilir. O yüzden hatalı ya da uygunsuz davranışlar aslında bize karşı bir başkaldırı değil bizim çocuğumuza kazandırdığımız bilişsel bir kabiliyet olabilir. Bu durumda onu cezalandırmak işe yaramayabilir.
O zaman ne yapacağız?
- Model alma: Çocuğunuzun nasıl davranmasını istiyorsanız öyle davranın. Çünkü çocuklar söyleneni yapmaktan çok ebeveynlerinden gördüklerini yapmayı tercih eder. Çocuğunuza sevgi ve saygıyla yaklaşırsanız o da size sevgi ve saygıyla yaklaşacaktır. Örneğin sözünüzün kesilmesini sevmiyorsanız siz de onun sözünü kesmeyin. Bağırmasını istemiyorsanız siz de ona bağırmayın.
- Oyun oynama: Çocuklar için oyun çok önemlidir. Çocuklar oyun yoluyla da çok şey öğrenirler çünkü beyinleri konsantre olmuş ve odaklanmış durumdadır. Oyun oynamak çocuğunuzla bağ kurmak ve ona bir şeyler öğretmek için çok iyi bir fırsattır. Çocuğunuza iyi ve kötü davranışları ayırabileceği oyunlar yaratabilirsiniz. Örneğin kartların üzerine iyi ve kötü davranışları yazarak iyi ve kötü davranışları iki gruba ayırmasını isteyebilirsiniz. Ya da kukla oyunları ile iyi ve kötü davranışları ona anlatabilirsiniz. Diğer bir yöntem de çocuğunuzla rol yapma oyunu oynayarak birbirinizin yerine geçmeniz. Böylece karşı tarafın nasıl davrandığını ona gösterebilirsiniz. Son olarak da çocuğunuza doğru davranışları anlatan hikayeler anlatabilirsiniz. Bunlarla da sınırlı kalmak zorunda değilsiniz, oyun konusunda yaratıcılığınızı konuşturabilirsiniz.
- Sosyal etkileşim: İster parka gitmiş olun, ister bir AVM’ye ya da bir arkadaşınızın evine misafirliğe. Başka insanları gözleyerek onların uygun olmayan davranışlarını çocuklarınıza gözlemleterek ve üzerine konuşarak ona örnekler sunabilirsiniz.
- Empati: Çocuğunuzun duyguları ne olursa olsun onları kabul etmelisiniz. Elbette sağlıksız duyguları sağlıklı olanlarla değiştireceksiniz ya da bazı duygularını doğru yönde kanalize edeceksiniz. Ancak bu duyguların varlığını yok saymamalısınız. Ancak çocuğunuzun duygusal zekasını geliştirmeye başlamanın ilk şartı kabullenme.
- Konuşma: Çocuğunuzla konuşun. O konuşurken dinleyin. Bu iletişim kurmak için çok iyi bir yoldur, iletişim de işbirliği için çok iyi bir yoldur.
Özetle, çocuklarımızın bizim kurallarımızı bilerek doğmadığını bilin. Onları cezalandırmanın onlara iyi davranışlar kazandırmayacağını, iyi davranışlar kazandırmak için onlara örnek olmamız gerektiğini unutmayın.
Model alma, oyun oynama, sosyal etkileşim, empati ve konuşma. Ne kadar da kolaymış değil mi 🙂