Melina doğduğundan beri hayatımız çok değişti. Bunu zaten bilmeyen yoktur. Bu süreçte yaşadığımız irili ufaklı zorlukları da zaten fırsat buldukça burada paylaşıyorum.
Her ne kadar Melina hayatımızın merkezine oturmuş olsa da günlük hayat koşturmacası da bir yandan devam ediyor. Mutlu anne mutlu bebek demek olduğu için de İlkim’i hem fiziken hem de ruhen sağlıklı tutmak için elimden geleni yapıyorum.
Bir kaç günde bir Melina’nın görece sakin ve huzurlu olduğu akşamlar Melina’yı anneannesiyle bırakıp dışarı çıkıyoruz. Yakınlarda kahve içebileceğimiz, yeni açıldığı için sakin olan bir yer var. İlkim kahve içmese de sakin olduğu için genelde de oraya gidiyoruz. Hem de Melina huysuzlanırsa 5 dakikada evde olabilecek olmanın rahatlığı oluyor. Hava çok soğuksa ya da Melina bir kaç gün üstüste huzursuzlandıysa, kısacası “anne-baba zamanı” için dışarı çıkmak mümkün olmadıysa Melina uyuduktan sonra evdeki bir odaya geçip yine “anne-baba zamanı” yapıyoruz.
Ben bu “anne-baba zamanı” ismini verdiğimiz, birbirimize ayırdığımız zamanları bir çok sebepten çok önemsiyorum.
Öncelikle birbirimize zaman ayırıyoruz ve biraz dinleniyoruz. Tüm bu kaotik koşturmacanın içinde biraz nefes alma fırsatı bulmak, hem biraz enerji toplamak hem de biraz kafa dinlemek çok önemli.
Onun dışında günlük hayatımızdaki iyi ve kötü şeyleri konuşup paylaşıyoruz. Arayı kapatıyoruz. Çünkü biz iyi şeyleri de kötü şeyleri de birbirimizle paylaşmaya, ihtiyaç duydukça birbirimize destek olmaya alışmışız.
İnsan olduğumuzu, bir hayatımız olduğunu ve Melina biraz daha büyüyünce bu hayatımıza döneceğimizi hatırlıyoruz.
Bana göre bizim evliliğimizin temeli sevgi, saygı ve iletişim. Bu temeli sağlam tutmanın, evliliğimizi sağlıklı tutmanın en kolay yolu da birbirimize ayırdığımız zaman.
O yüzden tavsiyem, eğer 1-2 saat bebeğin bakımını üstlenebilecek birisi varsa, bu “anne-baba zamanı”nı denemeniz. Hem size hem eşinize iyi gelecek. #ucanbaba #melinaylahayat