Ben günlere anlam yüklemeyi sevmem. Yine de İlkim’le doğumgünlerimiz aynı olduğu için bunu bir işaret kabul ettiğim doğrudur.
Bugün bir çok kadın ve erkek içinden gelmediği halde kendini hediye almaya zorunlu hissederek hediye alacak, güllere normalde verdiği paranın 5 katını verecek.
Oysa ki geçenlerde bir takipçim yazmıştı. “Biz erkeklerden pahalı hediyeler istemiyoruz, istediğimizde yanımızda olsun istiyoruz” demişti. Bir çok kadın bu fikirde biliyorum. Özellikle de yeni doğum yapmış, tek başına çocuğun ve evinin işiyle uğraşan kadınlar.
İçinizden geliyorsa, eşinizin beğendiği bir hediye bulduysanız, uzun zamandır istediği bir şeyi almaya karar verdiyseniz elbette alın. Ama içinizden gelmediği halde mecburen aldığınız hediye ne sizi ne eşinizi mutlu etmeyecek. Çünkü hediyeyi verirken gözleriniz parlamayacak, yüzünüz “Bitse de gitsek” diyecek.
Hayatta en pahalı şeyler parayla satın alınamayan şeylerdir, çünkü emek ister, fedakarlık ister. Kolayca elde edilemez. Hediye olsun olmasın, bugün eşinizi karşınıza alın ve onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin. Sizin ve aileniz için yaptıklarını ne kadar takdir ettiğinizi söyleyin. İşte mutluluk bu kadar yakın, hem de bedava. Buna rağmen bir çok insanın mutsuz olması ise bu işin ironisi.
Ben mi? Ben neredeyse her gün söylüyorum.