Bugün içimizden bir hikaye anlatacağım. Tek başına çocuklarını büyütmeye çalışan bir annenin hikayesi. İsim vermeyeceğim.
İki çocuğundan büyük olanı okuldan annesini arayıp doğranmış havuç istemiş. “Neden istediğini bilmiyorum”, “Neden bu kadar acil olduğunu da bilmiyorum” dedi. Arabanın içinde çocuğunu beklerken de bana mesaj atmış.
Faturaları ödemeyi unuttuğunu, kuaför gibi temel ihtiyaçlarını dahi giderecek zamanı olmadığını, bir yandan çocuklarının babaların eksikliğini hissetmemesi için çabalarken bir yandan da çamaşır, bulaşık, temizlik gibi günlük işlerle boğuştuğunu yazmış. Anne olmanın bu kadar zor olduğunu bilmediğini, tek başına çocuklarına bakmak zorunda kalacağını hiç düşünmediğini yazmış.
Çocuklarının sürekli bir şey isteyen çocuklar değillermiş. O yüzden büyük oğlu arayıp doğranmış havuç istediğinde hayır diyememiş, öğle arasını çocuğuna havuç götürmek için kullanmış.
Saygı duyulacak bir anneden mesaj aldığımı biliyordum. Mükemmel bir annelik portresi çizmemişti ama zaten annelik bir yarış değil. Hep yazıyorum, benim için iyi anne baba olmak elinden gelenin en iyisini yapmak demek.
Çocukları büyüdüğünde gecikmiş faturaları değil, onlar için öğle arasında marketten havuç alıp onu sevdiği şekilde hazırlayıp okula getiren annelerini hatırlayacaklar. Peki sürekli bahaneler öne sürüp ebeveynlik görevlerini ihmal edenler bahanelerin arkasına sığınmayıp ne zaman sorumluluk alacaklar?